Hayatımızı kendi tercihlerimiz doğrultusunda yaratabilmek istemekle başlar. Herhangi bir konuda eksiklik hissettiğimiz zaman, var olmasını isteriz ve yaratımın ilk adımını atmış oluruz. Fakat bu aşamada düşüncelerimiz biraz dağınıktır. Evet, bir şey istiyoruz ama henüz istediğimiz şeyin tam ne şekilde olması konusunda net değiliz. İsteğimizle ilgili düşüncelerimiz ne kadar net olursa, hayatımıza çekmemiz bir o kadar kolaylaşıyor. İşte tam bu noktada niyet etmenin önemi devreye giriyor.
Niyet etmek, isteğimizi net bir şekilde ifade edebilmek demektir. Biz isteğimizin hangi noktalarının bizim için daha önemli olduğuna karar verdikten sonra, düşüncelerimiz o yönde şekillenmeye ve güçlenmeye başlıyor.
Özellikle ilk başlarda, düşünce alışkanlığınızı oturtana kadar yazarak yapmanızı tavsiye ediyorum. Çünkü genelde siparişlerimizi unutmaya meyilliyiz, tam olarak ne istemiş olduğumuzu her zaman hatırlayamayabiliyoruz. Ama aslında tam da siparişini verdiğimiz yaratımı yaptığımızı görmek kendi gücümüze olan inancımızı arttırıyor. Ayrıca yazarken düşüncelerimizi daha net ifade edebiliyoruz, bu da düşüncelerimizin çekim gücünü olumlu yönde etkiliyor.
Yalnız lütfen bir sürü maddelik listeler oluşturmayın, sizin için en önemli 2-3 özellik ne ise sadece onları belirtin. Böyle yapmamızın sebebi evrenin o kadar uzun bir listeyi gerçekleştirememesi değil, bizim uzun listelerle odağımızın dağılması ve kendimizi bizi daha iyi bir yere taşıyacak alternatiflere kapatıyor olmamız. Aslında şekil şemal önemli değil tabi ki ve herkes kendi için en uygun yöntemi en iyi kendisi bilebilir fakat bir cümlede toparlayabildiğiniz niyetiniz için düşüncelerinizi netleştirmek daha kolay olabiliyor.
Kuzenim mezun olduktan sonra iş başvuruları yapmaya başladı. Ailesi Bursa’da yaşıyordu ama o İstanbul’da okumuştu ve burada çalışmak istiyordu. Aramızda konuşurken evine yakın, yabancı bir firmada, satışla bağlantılı bir pozisyonda çalışmak istediğinden bahsediyordu. Yani isteğiyle ilgili kafasında net düşünceler vardı. Bu arada ne olur ne olmaz diye Bursa’da da birkaç firmayla görüşme yaptı ama onlardan hiç birisi olmadı tabi ki, isteği o yönde değildi. Artık umutsuzluğa kapılmaya başladığı sırada bir şirketten olumlu cevap aldı. Yabancı bir firma, evine çok yakın ve satışla bağlantılı bir pozisyon. Hatta yoğun kar yağışı sırasında herkes trafikte cebelleşirken, o yürüyerek 20 dakikada evine varıyordu.
Niyet etme olayını sadece belirli istekleriniz için değil, gündelik hayatınızdaki her süreçten önce de kullanmanız hayatınızın daha rahat ve kolay akmasını sağlıyor. Mesela sabahları işe 55 dakikada gidiyorsanız, 45 dakikada gitmeye niyet edebilirsiniz. Bir müşterinize telefon açmadan önce görüşmenizin her iki taraf açısından verimli geçmesine niyet edebilirsiniz. Yürüyüşe çıkmadan önce keyifli bir yürüyüş yapmaya, tatile çıkmadan önce eğlenceli veya dinlendirici bir tatil olmasına niyet edebilirsiniz, yeter ki sizin için en önemli şey neyse niyet olarak onu geçirin aklınızdan.
Geçenlerde büyük kızıma bir mont almak için alışverişe gitmeye karar verdim. Alışveriş yapmayı pek sevmeyen ama tam istediğim şeyi bulmak için de genelde mağaza mağaza gezmek durumunda kalan bir insanım. O yüzden bu sefer alışverişimi yol dahil en fazla 1 saat içinde bitirme niyeti koydum ve kendimi bir alışveriş merkezine doğru giderken buldum. Yürüyen merdivenlerden yukarı çıktım ve gözüme çarpan ilk çocuk mağazasından içeri girdim. Tam aklımda olan mont askıdan bana doğru bakıyordu sanki, üstelik de fiyatı tam da benim kafamda belirlediğim fiyattı. Etikete dikkatlice bakınca indirime girmiş olduklarını gördüm. Ödeme yapmak için kasaya gittiğimde ekstra bir indirim daha yaptılar. Niyetimi koymam inanılmaz işime yaradı.
Bu önemsizmiş gibi gözüken örneği özellikle verdim aslında. Bu tarz küçük niyetlerin gerçekleşmesinin çok önemli iki avantajı var. Birincisi, belki çok önemli olmamasına rağmen hayatımızı kolaylaştırdığı için kendimize sevdiğimiz şeyleri yapmak için daha fazla zaman kazandırması. Diğeri ise, çok fazla anlam yüklemediğimiz yani bağımlılığımızın olmadığı isteklerimiz kolayca gerçekleştiği için, bunları gördüğümüzde kendi gücümüze olan inancımızın artması. Evren için mont isteği de bir, iş isteği de. İkisinin tek farkı bizim onlara farklı anlamlar yüklüyor olmamızda yatıyor.
O yüzden günlük hayatımızdaki süreçlerden önce niyetimizi belirlememiz harika bir egzersiz ve sadece aklımızdan geçirmemiz de yeterli, zaten gerçekleştiğinde unutacak kadar zaman geçmemiş olacak. Fakat uzun süreceğine inandığımız konularda niyetimizi yazmanın önemini tekrar vurgulamak istiyorum. Hatta bunun için ufak bir defter bile edinebilirsiniz, çok işe yarıyor.
Eskiden mahalle aralarında gezen niyetçiler vardı. Bir tavşan önceden yazılmış bir niyeti çeker ve bize verirdi. Şimdi kendi niyetinizi kendiniz yazın ve bırakın bakalım evrene. İsteğinizi gerçekleştirmek ona düşsün, siz de gökten düşen elmaların tadını çıkarmaya bakın.