Nefes Terapisi

Nefes Terapisi hayatımıza neler katıyor?

Kişisel gelişimle ilgilenmeye başladığım ilk dönemlerde Abraham-Hicks’in yayınlarından birinde kendimiz ve bedenimiz için yapabileceğimiz en iyi 3 şeyin şunlar olduğunu okumuştum:

  1. Pozitif düşüncelere odaklanmak
  2. Düzgün nefes almak
  3. Bol su içmek

Pozitif düşüncelere odaklanmanın üzerinde çalışmaya başlamıştım ve oldum olası hep çok su içerdim. Bu şartlar altında tek eksiğim nefes konusunda çalışmaktı. O günden beri hep aklımın bir köşesinde bulunuyordu nefes terapisi.

Eğer hayatınızda takıldığınız bazı alanlar varsa, bunun sebebi o konu ile ilgili size artık hizmet etmeyen bir bakış açısına ve bunun yansıması olarak sizi sınırlayan bir nefes alışkanlığına sahip olmanız. Neye inanıyorsak, hayatımızı öyle yaşıyoruz. Bu da direk nefes alışkanlığımıza yansıyor. Birkaç tanesini sizinle paylaşmak istiyorum.

  • Eğer hayatta bazı projeleriniz erteleniyorsa veya gecikmeli gerçekleşiyorsa, nefesinizi almadan önce bekliyor olabilirsiniz,
  • Eğer geçmişi bırakmakta zorlanıyorsanız, muhtemelen nefesi vermeden önce bekliyorsunuz,
  • Hayatta isteklerinizi çabalayarak elde etmeye alışmışsanız, nefesi de doğal akışına izin vermekten ziyade fazladan efor sarfederek alıyorsunuzdur,
  • Hayatın akışına güvenmiyorsanız endişe ve korkularınız varsa, nefesinizi verirken rahat değilsiniz ve nefes verişinizde gerginlik vardır muhtemelen,
  • Hayattan aldığınız ve verdiğiniz eşitse örneğin hiç borcunuz yok ama aynı şekilde birikiminiz de yoksa, nefes alış ve veriş süreleriniz birbirine eşittir (borcunuz varsa, nefes veriş süreniz alış sürenizden uzun olabilir),
  • Hayat amacınızı tam anlamıyla gerçekleştiremediğinizi ve potansiyelinizin %100’ünü kullanamadığınızı düşünüyorsanız, muhtemelen nefes alış-verişiniz sığdır.

Bu örneklerden de gördüğünüz gibi bir kişinin nefes analizini yaparak o kişinin hayata bakış açısını ve inanç sistemini tahmin etmek mümkün. Çünkü hücresel hafızamıza kaydettiğimiz düşüncelerimiz birebir nefes alışkanlıklarımıza yansıyor ve nefes terapisi ile her ikisini de rahatlıkla değiştirebiliriz.

Nefes doğal akışındayken;
  • Nefes karın bölgesinden yani diyaframdan başlar, sonra yukarı göğse çıkar ve tüm hücrelere yayılır. Yani nefes alırken önce karın şişer, sonra göğüs; verirken de önce göğüs bölgesi iner, sonra karın. Dairesel bir döngü olarak düşünün bunu, bir dalga gibi. Aynı zamanda da, zorlamadan ve ekstra efor sarfetmeden. Nefesi alıp-vermekten ziyade, nefesi bedeninize kabul ettiğiniz ve rahatça bıraktığınız dairesel bir döngü.
  • Nefes bağlantılıdır. Yani almadan ve vermeden duraksamaz, beklemezsiniz. Nefesi hemen almaya ve hemen vermeye izin verirsiniz, aynı hayatın doğal akışı gibi.
  • Nefes alışınız, nefes verişinizden daha uzundur. Dikkatiniz nefes alışınıza odaklanmış durumdadır, nefes verişle ilgilenmezsiniz. Daha uzun sürede nefes alır ve nefesi hiç zorlamadan kendiliğinden bırakırsınız. Hani bazen çok tedirgin bir halde beklediğiniz bir şey gerçekleşir ve derin bir ‘ohh’ çekersiniz ya, işte aynen nefes de öyle kendilğinden çıkar bedeninizden.

Nefesiniz bu şekildeyse, içinize çektiğiniz hava tüm hücrelerinize dağılıyordur. Fiziksel bir rahatsızlığınız yoktur ve hem maddi hem de manevi anlamda bolluk içindesinizdir, yani hayatın doğal akışıyla uyumlu haldesinizdir.

Eğer nefesiniz bu şekilde değilse, nefes terapisi ile nefes alışkanlığınızı dönüştürerek hayatınızın akışını da değiştirmeniz mümkün. Peki  bunun için niye bir nefes koçuna ihtiyacınız var?

İnsan kendi nefes alışkanlığını yıllar içinde değiştirmiş olduğu ve bunu doğal hali zannettiği için nefesinin aslında ne şekilde olabileceğinin farkında olmuyor. Diyelim ki sığ bir nefesiniz var ve siz nefes alırken bayağı bir havayı içinize çektiğinizi düşünüyorsunuz, fakat nefes koçunuzun yönlendirmesiyle aslında çok daha fazla havayı içinize çekebileceğinizi farkettiğinizde ancak nefesinizin sığ olduğunun farkına varıyorsunuz. İşte bu benin nefes alışkanlığımdı. Seans sırasında ben bayağı derin nefes aldığımı zannediyordum ve her daha derin nefes almaya yönlendirildiğimde şaşırıyordum doğrusu. Nefesim açıldıktan sonra aslında ne kadar sığ nefes aldığımın farkına vardım.

Nefesin terapisinin üç seviyesi var: fiziksel, duygusal ve ruhsal.

Nefes terapisi sonrasında hücrelerinizin tamamına daha fazla oksijen, daha fazla yaşam gidiyor. Dolayısıyla aldığımız oksijen miktarı arttıkça da, vücudun kendi kendini onarma potansiyeli artıyor.

  • Ciltte, saçlarda canlılık artıyor çünkü hücre yenilenme hızı artıyor.
  • Bağışıklık sistemi üst seviyede çalışmaya başlıyor.
  • Anaerobik yani oksijenle birlikte varolamayan hastalıklarda (kanser gibi) ciddi düzelmeler fark ediliyor.
  • Kronik ağrılarınız varsa, ağrılarda düzelme oluyor.
  • Daha fazla oksijen alımına bağlı olarak metabolizma daha hızlı çalışıyor ve yediğinizi daha rahat yakmaya
    başlıyorsunuz.

Zaten artık nefes terapisinin ve oksijen alımının faydaları ile ilgili bir çok bilimsel araştırma bulunmakta, hepsine internette rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Bedenimizin kendini iyileştirme kapasitesi inanılmaz, nefes çalışmaları da bunu çok hızlandırıyor.

Nefesiniz doğal akışına gelince bedeninizdeki enerji akışı da açık hale geliyor, hücre hafızanızdaki negatif duygular serbest kalıyor ve hayatın akışıyla uyumlu olmaya başlıyorsunuz. Böylece her olayı ANDA KALARAK değerlendirebiliyorsunuz,  yani geçmişin sizi sınırlayan kararlarını geleceğe projekte etmeden.

Bu da zihninizdeki susmayan dırdırın azalması, daha dingin bir zihin, daha net karar verme yeteneği, daha keskin bir zeka, sorun olarak adlandırabileceğiniz olayları daha rahat değerlendirme ve çözüme odaklanma kabiliyetinde artış VE bence en önemlisi İÇ HUZURU demek.

Fiziksel ve duygusal seviyedeki dönüşümler yaşandıkça hayatın akışıyla daha uyumlu hale gelmeye başlıyorsunuz. Bu da, farkındalığınızın artması ve mutlu olmak için etrafınızdaki olayların değişimine olan ihtiyacınızın azalması demek.

Hayatın akışıyla, tüm evrenle aslında BİR ve BÜTÜN olduğunuzu önce farketmeye sonra deneyimlemeye başlıyorsunuz. Önce kendinizi, sonra etrafınızdakileri olduğu gibi kabul edip sevebiliyorsunuz. İnsanları kendi doğrularınıza göre değiştirmek yerine, herkesin içindeki yaratıcı gücün farkında olarak onlara kendi seçimlerini yaşamaları için alan tutmaya başlıyorsunuz. Etrafınızdaki güzellikleri daha fazla takdir ediyor ve hayatınızdan daha fazla keyif alıyorsunuz.

Beden(fiziksel)-zihin(duygusal)-ruh(ruhsal) birbirinden ayrılmaz bir üçlü. Nefesinizin doğal akışı da, bu üçünü her seviyede birbirine bağlayan harika bir araç.

Tabi şunu özellikle belirtmek istiyorum; bütün bunlar bir süreç. Ben oldum olası hap çözümleri sevmem. Tüm bu değişimler zamanla ve siz izin verdikçe nüfuz ediyor hayatınıza. Bir nefes koçunun rolü, sadece nefesinizin doğal akışını hatırlamanız için rehberlik etmek. Yoksa yine bütün iş SİZDE. Sonuçta nefes SİZİN NEFESİNİZ, hayat SİZİN HAYATINIZ.

Nefes alışkanlığınızı değiştirerek daha sağlıklı ve huzurlu bir hayatın kapısını aralamak ister misiniz?