Kullandığımız sözcükler bizim inanç sistemimizi yansıtıyor. Olumlama cümleleri, inanç sistemimizin niyetimiz doğrultusunda değişmesi için bize destek oluyorlar.
Tabi ki burada önemli olan bunları hissederek ve inanarak söylemek. Bu sebeple, olumlama cümlelerinize başlamadan önce hayatınızın güzel yanlarına teşekkür etmek hem inancınızı arttırıyor hem de frekansınızı yükseltiyor.
Olumlama cümlelerini her gün tekrarlamanızı öneriyorum. İsterseniz sabahları elinizi yüzünüzü yıkarken söyleyin, isterseniz işe giderken. Enerjik bir ses tonuyla yapmanızı tavsiye ederim. Cümleleri sadece aklınızdan geçirdiğiniz zaman düşüncelerinizi takip etmekte zorlanabiliyorsunuz. Dediğim gibi iki aşamalı yapmak daha verimli oluyor.
Birinci aşama şu an hayatınızda var olan şeyleri fark etmek ve bunlara teşekkür etmek
° Dün akşam eşimle/sevgilimle kahkahalarla güldüğümüz için…
° Eşim/sevgilim bana harika bir sürpriz yaptığı için…
° Kızım/oğlum beni öpücüklere boğduğu için…
° İşimde yeni bir anlaşmaya imza attığım için…
° Güzel evim/arabam için…
° Güzel bir film/maç seyrettiğim için…
° Bu sabah erken kalktığım için…
° Yeni aldığım kazak için…
teşekkür ediyorum.
İkinci aşamada kurduğunuz olumlama cümleleri, hayatınızda henüz var olmayan ama olmasını istediğiniz şeylere sanki sahipmişsiniz gibi teşekkür etmek olmalı
° … yere seyahate gittiğim için…
° Tam istediğim gibi bir evde oturduğum için…
° Yeni arkadaşlar edindiğim için…
° Gelir seviyemi yükselttiğim için…
teşekkür ediyorum.
Okuduğum bir kitapta takdir etmenin, teşekkür etmekten daha yüksek bir frekans olduğunu okumuştum ve ben o şekilde yapmaya başladım. Gerçekten de bana daha iyi geldi. Bir de şunu fark ettim, ‘takdir ediyorum’ demek için cümleyi biraz daha farklı kurgulamak gerekiyor. O zaman da eylem yerine duyguya yani isteğinizin özüne daha fazla odaklanabiliyorsunuz ve çekim yasası o duyguyu hissedebileceğiniz benzer olayları hayatınıza daha fazla getiriyor.
° Eşimle/sevgilimle paylaştığımız eğlenceli ilişkiyi…
° Eşimin/sevgilimin düşünceli olmasını…
° Kızımın/oğlumun beni öpücüklere boğacak kadar sevgi dolu olmalarını…
° İşimde yeni bir anlaşmaya imza atarak gösterdiğim başarımı…
° Güzel evimin ferah olmasını/arabamın güvenli olmasını…
° Güzel bir film/maç seyrederken aldığım keyfi…
° Bu sabah erken kalkarak günü verimli geçirmemi
° Yeni aldığım kazağımın tam istediğim gibi olmasını
Takdir ediyorum.
Aslında cümlenin sonuna bir şey eklemek şart falan değil, ‘kahkahalarla gülmek harikaydı’ deyin, ‘aferin bana’ deyin. Ne derseniz deyin, önemli olan hayatınızın pozitif yönlerine odaklanmanız ve enerjinizin yükselmeye başlaması. Belki o an hayatınızla ilgili pozitif hiçbir şey bulamadığınızı düşünseniz bile, çok minicik bir şey bulun. Gerisi gelecek zaten. Bir de alışılmış kalıpları kullanmayın, gerçekten düşünerek ve hissederek bulun.
Birinci aşamayı yapmadan, ikinciye geçmeyin lütfen. Ben yaptım, bir işe yaramıyor. Hayatınızın şu anki haliyle barışık olmadıkça, isteklerinizi yaratmanız çok da olası değil.
Piyasada olumlamalarla ilgili çok kitap var ve faydalandığını gördüğüm de çok kişi oldu. Ben de bir kısmını okudum ve bazılarını da uyguladım ama büyük bir kısmı benim pek işime yaramadı. Ben kendi olumlama cümlelerimi duygularımın rehberliğine kulak vererek kendim yaratmayı tercih ettim. İnanmakta çok zorlanacağım şeyleri söylemek bana çok iyi gelmedi. Ben de benzer olumlamaları kendi inanabileceğim şekilde yumuşatarak kullandım.
Mesela ay sonunu zor getiriyorsanız ‘bolluk ve bereket içinde yüzüyorum’ dediğiniz zaman veya canınız çok sıkkınken ‘Evren’deki her gün bana bir hediye’ gibi bir cümle kurduğunuzda içinizden bir ses ‘Hadi canım, sen de’ diyecek. Kulak verin o sese, demek ki henüz hazır değilsiniz ve olumlama cümlenizi inanabileceğiniz şekilde değiştirin.
Her yolculuk bir adımla başlar. Adımlarınızı kendinize uydurun lütfen.