Geçen yazıda duygularımızı boşaltarak direnci serbest bırakma yöntemlerinden bahsetmiştim. Bu yazıya da, düşüncelerimizin yönünü çevirerek direncimizi serbest bırakmaya yarayan yöntemler kaldı. Bunları daha hızlıca geçmeyi düşünüyorum, çünkü diğer sekmelerde bunlar hakkında bilgiler zaten mevcut. Ayrıca bu yöntemlerin bir kısmı, hem direnci serbest bırakmak, hem de isteğinizi canlı tutmak için adımlar barındırıyor. Bunları da belirteceğim zaten. Şimdi tek tek yöntemlere geçelim.
Meditasyon: Meditasyon, nefesimize veya başka bir objeye odaklanarak (aynı zamanda nefesimizi de takip ederek) zihnimizdeki negatif düşünceleri, dolayısıyla da direnci serbest bırakmamızı sağlar. Tabi meditasyona sadece direnci serbest bırakma yöntemi demek bence biraz eksik kalır. Evrensel Zeka ile bağlantı kurmanın, içimizdeki sese yani sezgilerimize kendimizi açmanın, Öz’ümüzle bir olmanın harika bir yolu. Ne kadar sıklıkta yapacağınız tamamen size kalmış, her gün yapsanız harika olur tabi ki ama arada bir yapmak da, hiç yapmamaktan iyidir.
Eğer meditasyon yapmakta zorlanan birisiyseniz, tek seferde 15-20 dk. yerine, gün içinde 6-7 kere birer dakika boyunca önünüzdeki bir objeye odaklanmayı ve objeyle bir olma duygusunu deneyimleyebilirsiniz. Örneğin bir çiçeğe, elinizdeki kaleme, bir süs eşyasına odaklanabilirsiniz. Tüm detaylarıyla inceleyin, farkına varın, özümseyin, vs… Sabit oturmaktan hoşlanmayan kişiler için hoş bir alternatif.
Bir de şu ince detayı belirtmek istiyorum.Herkeste, gerek önceden oluşmuş gerekse hayatın akışı içinde oluşan bir direnç olduğu için meditasyon yapmanın gerçekten faydalı olduğuna inanıyorum. Fakat şunu lütfen unutmayın ki; kendinizi keyifli, coşkulu, enerjik hissettiğiniz ve kendi gücünüzün farkında olduğunuz her an zaten ÖZ’ünüzle birsiniz. Bizler her zaman Öz’ümüzle, Evrensel Zeka ile, sezgilerimizle bağlantı halindeyiz. Sadece zaman zaman gösterdiğimiz direnç sebebiyle kendimizi kapatıyoruz. Meditasyon da bu direnci serbest bırakmanın ve frekansımızı ciddi şekilde arttırmanın gerçekten etkili yollarından bir tanesi. (Egzersizler altındaki Meditasyon sekmesini de okuyabilirsiniz)
En kötü ihtimali kabul etmek: Bu öyle teknik anlamda bir yöntem değil. Fakat bağımlılıktan dolayı gösterdiğimiz bir direnç varsa, bu direnci başka bir şekilde serbest bırakabileceğimizi düşünmüyorum. Eğer isteğimizin olmasına bağımlılığımız varsa, düşüncelerimiz ‘ya olmazsa’ cümlesinin etrafında döner durur ve isteğimizle uyumsuz düşünceler kendimizi kötü hissetmenize sebep olur. İşte bu noktada başlarız direnç göstermeye.
Eğer isteğimizin olmama ihtimalini gözümüzde canlandırıp, bu durumda hissedeceğimiz negatif duyguları yaşayarak onları okeylediğimiz ve en kötü senaryomuzun da aslında hayatın sonu olmadığını fark ettiğimiz noktada, bir rahatlama hissediyoruz. Bu da isteğimizle uyumsuz düşüncelerin, yani gösterdiğimiz direncin serbest kaldığını gösteriyor. Yayın yaptığımız frekans yükselince de, o frekansla uyumlu deneyimleri çekiyoruz hayatımıza. (Evrensel Kavramlar altındaki Bağımlılıkları Serbest Bırakmak sekmesini de okuyabilirsiniz)
İşleri asistanınız Evren’e yüklemek: Bazen hepimiz üzerimizde halledebileceğimizden fazla yük varmış gibi hissederiz ve kafamız karışır. Bu tür durumlar içimizdeki direncin arttığı durumlardır. Size zor gibi gözüken işleri, halletmesi için asistanınız Evren’e bırakırsanız kendinizi daha rahatlamış hissedeceksiniz. Yapmayı tercih ettiğiniz ve size kolay gözüken işleri kendiniz üstlenin, zor gelenleri de asistanınıza bırakın gitsin.
Ayrıca şunu özellikle hatırlatmak istiyorum; yapacağınız eylem size kolay, keyifli ve sanki bir sonraki doğal adımınızmış gibi gelmiyorsa henüz o eylemle uyumlu değilsiniz demektir. O zaman da harcadığınız emek zaten bir işe yaramayacak, moral bozulacak, direnç artacak, vs.. İşleri bu kadar zorlaştırmaya ne gerek. Siz hoşunuza gidenleri yapın, nasıl olacağını bilmediklerinizi asistanınıza paslayın. Tabi burada kritik nokta, pasladığınız işlerin nasılsa yapılacağını bilerek o konuyu takip etmeyi bırakmanız. Ne de olsa, o artık sizin işiniz değil.
Odak Değiştirme: Zaten adından belli, size hizmet etmeyen düşünceleri takip ettiğinizi ve bu yüzden de kendinizi kötü hissettiğiniz noktada, düşüncelerinizi bilinçli bir şekilde farklı bir şeye yönlendirmek. Güzel bir manzara, hayalinizde kendinizi keyifili hissettiğiniz bir yer ya da yaptığınız ne varsa kalkıp farklı bir şey yapmak.
Tüm bunlar gösterdiğiniz direnci o noktada serbest bırakacaktır. Direnç serbest kalınca frekansınız yükselecek ve daha sonra problem olarak nitelendirdiğiniz duruma daha yüksek bir frekansla yaklaştığınız için de, çözümü çok daha rahat fark edebileceksiniz. (Egzersizler altındaki Odak Değiştirme sekmesini de okuyabilirsiniz)
Güç Duruşu: Güç Duruşu’nun nasıl yapıldığını anlatmama gerek yok. İsterseniz Egzersizler altındaki Güç Duruşu sekmesini okuyabilirsiniz. Bu egzersizde, farklı aşamalar bir arada. İlk adımı odağımızı değiştirerek direncin serbest kalmasını sağlıyor ve frekansımızı yükseltiyor. İkinci ve üçüncü adımları ise frekansımızın yükseldiği noktada vizyonlama yaparak ve olmuş gibi şükrederek isteğimizi canlı tutuyor ve inancımızın güçlenmesini sağlıyor. Birkaç adımı bir arada barındırdığı için de, güçlü ve etkili bir egzersiz olduğuna inanıyorum.
Şükür Egzersizi: Şükür Egzersizini özellikle sona bıraktım. Sahip olduğumuz şeylere şükretmenin ve hayatımızın güzel yanlarına odaklanmanın direncin serbest kalmasına yardımcı olduğu kesin. Yalnız hepimizin canı zaman zaman çok sıkkın olur, o anlarda diğer serbest bırakma yöntemlerinin daha etkili olduğunu gözlemledim. Şükür Egzersizi ise direnç seviyenizin az olduğu durumlarda daha çok etkili. Hayatınıza pozitif bir bakış açısıyla bakmayı öğrenmenizi sağlıyor
Aslında Şükür Egzersizi, aynı Güç Duruşu gibi, direnci serbest bırakmaktan ziyade isteğinizi canlandırarak o frekansa girmenizi sağlıyor ama bu sırada direnç varsa, onu da serbest bırakmanıza yardımcı olduğu için yine de bu bölümde de bulunmasını istedim. Sonraki haftalarda istekleri canlı tutarak yaratımı güçlendirmek ile ilgili olarak; şükür egzersizi, güç duruşu, vizyonlamak gibi yöntemleri de ayrıca ele almayı düşünüyorum.
Direnci serbest bırakmak için faydalı olabilecek yöntemleri iki yazıya sığdırmayı başardım. Konusu gereği her iki yazının da biraz teknik olduğunun farkındayım ama şimdi gelelim işin felsefi boyutuna.
Bunlar benim kişisel gelişim yolcuğumda kullandığım ve faydalarını gördüğüm yöntemler. Elbette direnci aşmak ve frekansınızı yükseltmek için başka bir çok şeyden yarar sağlayabilirsiniz. Özellikle önerebileceğm bir şey de yoga yapmak. Eğer ilginiz varsa, kesinlikle tavsiye ederim.
Fakat, üzerine basa basa söylemek istediğim şey şu: Size iyi gelen bütün teknikler, yöntemler, egzersizler harika olmakla beraber; bunların hiç birini uygulamadan da her istediğinizi yaratma gücünüz elinizde.
Bunların hiç birini uygulamadan da hayatlarının belli alanlarında istediklerini yaratmış o kadar çok kişi var ki. Yaptıkları tek şey, hayatı keyifle karşılamak ve her deneyime ‘bundan kendim için olumlu ne çıkarabilirim?’ diye bakmak. Hayatta bir sonraki adımınızı yaratan şey, şu anki deneyiminizi nasıl yorumladığınız, nasıl bir bakış açısıyla baktığınız.
Bu yöntemlerin hepsi yaratımlarınızı daha kolay, keyifli ve belki de daha hızlı yapmanızı sağlayacak araçlar. Keyif aldığınız sürece, içinize sindiği sürece uygulayın. Yoksa ‘Kuzenim uyguladı, onda çok işe yaradı, ben de yapayım’ diye değil. Sizin içinize sinmediği sürece, sizde işe yaramayacak çünkü.
Yine de ben, içinize sinenlerden faydalanmanızı öneririm. Hepimizin hayatında değiştirmekte zorlandığı alanlar olabilir. Daha rahat ve keyifli bir değişim için elimizdeki araçları neden kullanmayalım?
Asıl gücün kendi içimizde olduğunu unutmadan.
Haftaya şehir dışında olacağım için, iki hafta sonra kendi günlüklerimden bununla ilgili örnekler vermek istiyorum.
İki hafta sonra görüşmek üzere…
sevgili ozge,
verdiginiz bilgiler icin cok tesekkurler. Cok faydali ve okudukca neler yapabilecegimizi gorup umutlaniyorum ve heyecanlaniyorum.
yakin takipcinizim.
svgler,
Demet
Sevgili Ozge yazilarini buyuk bir istahla okuyorum
Cok guzel ogretiler bunlar iyiki varsin
Cok keyif aliyorum ve tekrar tekrar okuyorum
Cok sevgiler
Arzu