Son zamanlarda dikkatimi çekti. Kiminle karşılaşsak ve hatırını sorsam, genelde aldığım yanıt şu: “Koşuşturmacaya devam” .
Sanki istedikleri hayatı değil de, mecbur tutuldukları hayatı yaşar gibi. Tam olarak memnun değiller ama değişmesi mümkün olmadığı için kabullenmiş durumdalar.
Olanı olduğu gibi kabul et derken, kast ettiğim durum kesinlikle bu değil:)
Hepimizin yaşam içinde birtakım rutinlere sahibiz ama bu istediğimiz hayatı yaşamamız için bir engel değil. Ufak tefek rötuşlarla ‘koşuşturmacalarımızı’ istediğimiz yöne çevirmek mümkün.
İlk adım, öncelik listesi oluşturmak. O dönem sizin için neler öncelikli? Önceliklerimiz her dönem değişir, dolayısıyla o ara önceliğinizin ne olduğunu belirlemek yetişemediğiniz durumlarla ilgili suçluluk hissini azaltır.
En büyük stres kaynağı her şeye birden yetişme çabasıdır ve bir insanın her zaman her şeye eşit oranda odaklanması mümkün değildir. Yaşamın gidişatına göre bazı şeyler önem kazanır. Bir dönem işiniz önemli olabilir, daha sonra aileniz veya arkadaşlarınız. Önceliklerinizi belirlediğinizde içiniz rahat bir şekilde istediğiniz şeye odaklanabilirsiniz.
İkinci adım, gerektiğinde hayır diyebilmektir. Herkes bir şeyler ister, bir şeyler bekler. Önceliğinizde olmayan konularla ilgili hayır demeyi beceremediğiniz takdirde, sizin için önemli olan konular bekler durur. ‘Hayır’ güzel ve yerinde kullanıldığında mucizeler yaratan bir kelimedir.
Üçüncü adım, işleri bölüştürmektir. Her şeyin istediğiniz gibi olması için ancak kendiniz yapmanız gerektiğine inanıyorsanız, işiniz zor. Uzun yıllar boyunca ben de tam böyleydim. Birisine bir iş verir, sonra da istediğim gibi yapmış mı diye kontrol ederdim. Dolayısıyla daha fazla zaman harcar ve ‘amaaan, kendi m yaparım daha kolay’ derdim. Devamlı kontrol edersem, kendim yapmak daha kolay tabi. İşleri bölüştürün ve kontrol etmeyi BIRAKIN.
Dördüncü adım, mola almak ve dinlenmektir. Bazen durup dinlenmek gerekli, kendimize zaman ayırmak, yaşama biraz uzaktan bakmak, gözlemlemek ve değerlendirmek… Zihnimizdeki dırdıra ve dışarının gürültüsüne kulak tıkamak ve iç sesimize kulak vermek. Ancak bu şekilde kendi öz benliğimizle bağlantıda kalabilir ve akışla uyumlu bir şekilde ilerleyebiliriz. Kendinize zaman ayırın, derin nefesler alın ve sadece DURUN.
Söylemesi kolay yapması zor, değil mi?
Ben de yıllar önce bu tarz yazılar okur “bekara boşanmak kolay tabi” der ve eski tas eski hamam hayatıma devam ederdim, taa ki artık devam edemeyene kadar.
Eğer yukarıdakileri yapamıyorsanız, bilin ki inanç sisteminizde bir takım engeller var ve siz bu engelleri kaldırmadığınız sürece hayatınızda değişiklik yapmak mümkün olmayacak. Bu sebeple bunların ne olduğunu keşfetmeniz ve sizi limitleyen düşünce alışkanlıklarınızı değiştirmek üzerine çalışmanızı öneririm.
Eğer kendiniz yapamıyorsanız, bir uzmandan destek alabilirsiniz. İnsan kendi hayatına genelde dışarıdan bakmakta zorlanır, sizin koşullarınızda yaşamayan birisi çözümü çok daha kolayca görebilir. Yardım istemek ve destek almaktan çekinmeyin.
Hayatınızın peşinden gitmek adına harcadığınız emek, karşılığını katbekat alacağınız bir yatırımdır.
Yaşamın sizi çekiştirmesine izin vermeyin, yaşamınıza istediğiniz şekilde SİZ yön verin.
Güzel bir hafta diliyorum.
Yaşamınıza yön vermek için desteğe ihtiyaç duyarsanız bana ozge@ozgecuhadaroglu.com adresinden ulaşabilir, #hayatböylegüzel paylaşımları için @cuhadarogluozge Instagram hesabımı takip edebilirsiniz.
Sevgiyle kalın.