Uzunca bir aradan sonra haftalık yazılar ile yeniden merhaba. Yeni bir dönem ve keyifli bir başlangıç. Bu haftaki yazım yaşamın tadını çıkarmanın önemi hakkında.
Geçe hafta Facebook’ta ‘Hayattan Keyif Almak’ adında bir yazı yayınladım. Gelen yorumları okuyunca bu konu hakkında bir yazı daha yazmam gerektiğini fark ettim. Çünkü aslında çok önemli olmasına rağmen kendimize hayattan keyif almaya şu veya bu sebeplerden dolayı pek de izin vermiyoruz.
Aslında bu düşünceleri çok iyi anlıyorum çünkü benim de yaşamın tadını çıkarmayı öğrenmem biraz zamanımı aldı doğrusu. Genelde hayatımdaki şartlardan dolayı şikayet eder, ancak bunların değişmesi halinde daha mutlu olacağımı düşünür ve aslında ihtiyacım olan tek şeyin bakış açımı değiştirmek olduğunu fark etmezdim bile. Bakın, benim bakış açım nasıl değişti?
Kendi üzerimde çalışmaya başladığım ama henüz sızlanma aşamasında olduğum günlerden biriydi. Hayatımdan memnun değildim ve yaşamım daha keyifli olsa ne güzel olurdu diye düşünüyordum. Bunları düşünürken birden UYANDIM. Aklıma babam geldi ve gözlerim dolu bir şekilde kendimden utandım.
Babam 4-5 yaşlarında annesini kaybetmişti. 10-11 yaşından sonra ilişkilerinin çok başarılı olmadığı bir üvey annesi olmuştu. Gerçi babaannemin bana karşı tutumu iyiydi ama anladığım kadarı ile babamla pek de sevecen bir ilişkileri yoktu.
Buna rağmen babamın bir gün bile ne annesiz büyümüş olması sebebiyle hayatından şikayet ettiğini duydum ne de babaannem hakkında kötü bir söz söylediğini işittim. Sevgisini de rahatça gösterirdi üstelik. Onun kadar güzel sarılan çok az insanla karşılaştım. Gayet başarılı bir iş hayatı ve etrafında onu seven birçok dostu ve arkadaşı vardı. Kendine istediği gibi bir hayat yaratmayı başarmıştı anlayacağınız.
Bütün bunları düşününce babamın niye bana her ofladığımda “Of deme kızım, oh de. Güzellikleri gör, memnun ol” dediğini daha iyi anladım. Çünkü şartlarınızdan olduğu haliyle memnun olup yaşamın tadını çıkarmayı becerebiliyorsanız, tam da istediğiniz gibi bir hayatı yaratabiliyorsunuz. Ben de o gün bugündür yaşamın tadını çıkarmaya çalışıyorum ve her gün daha da ustalaşıyorum. Çünkü hayattan keyif almak için şartlarınızın değişmesini beklemeye gerek yok.
Çok paranız yoksa, alın kitabınızı sahile gidin. Termosa da evde yaptığınız kahvenizi koyun. İnanın, keyif aynı keyif.
Dünyada savaş ve açlık varsa, siz dikkatinizi kendi içinizdeki barışa ve etrafınızdaki yardım edebileceğiniz açlara verin. Onlar için kendi imkanlarınız dahilinde bir şeyler yapın. Herkes böyle yapsa, ne açlık kalacak ne de savaş zaten.
Hayatın şartları zorsa, odağınızı çözüme verin ve ne öğrenebilirim diye bakın.
Ve unutmayın; yaşam aslında çok kısa. Siz tadını çıkarsanız da bir gün bitecek, çıkarmasanız da.
İyisi mi, SİZ TADINI ÇIKARMAYI ÖĞRENİN …:)
Sevgiyle kalın.
