Babamın çok sevdiğim bir sözü vardı ve ne zaman bayram ziyaretleri gibi ailevi gerekliliklerle ilgili sızlansam bana şöyle derdi: “Hiç birimiz ağaç kovuğundan çıkmadık, kızım”
Bunun anlamı şuydu: “Biz bir aileyiz ve sevdiklerimizin mutluluğunu önemsemek güzel bir ilişki için son derece önemli”
Bununla birlikte bazı ‘Hayır’ dediği konular vardı ki, onları da ‘Evet’e çevirmenin mümkün olmadığını bilirdim.
Bu dengenin son derece önemli olduğunu düşünüyorum.
Kendi içimizdeki mutluluğun baş aktörü denge.
Bir şey verdiğimiz zaman gönülden vermek, çetelesini tutmamak ve sonrasında karşılık beklememek.
Sınırlarımızın ihlal edildiğini düşündüğümüz zaman ise, buna izin vermemek, ‘Hayır’ demek, karşı tarafı inciteceğimizden endişe etmemek ve suçluluk hissetmemek.
Hepimiz farklı deneyimler yaşamaya, farklı şeyler öğrenmeye geldik bu dünyaya. Bu sebeple de tercihlerimiz, sınırlarımız ve kırmızı çizgilerimiz farklı.
Çevremizdekilerin mutluluğunu önemsemek büyük bir erdem olmakla beraber en büyük sorumluluğumuz kendi yaşam yolculuğumuzu layıkıyla yerine getirmek.
Gerçekten istemediğimiz halde herkesi memnun etmeye çalışmak kendimize, ÖZümüze ihanet etmekten başka bir şey değil.
Zaten çoğu zaman ‘ilişkimiz bozulmasın, yüz yüze bakıyoruz, ayıp olur, hakkımda ne der’ gibi düşüncelerle memnun etmeye çalışıyoruz herkesi. Çıkış noktamız korkularımız olduğu için de eninde sonunda korkulan başa geliyor.
Çünkü o sırada söylenemeyen ne varsa içe atılıyor ve zaman içinde imalı sözlerle yavaş yavaş dışarı sızıyor. Zamanında kolaylıkla halledilebilecek bir durum daha büyük tatsızlıklara sebep oluyor.
Halbuki korkuları bir kenara koyup sadece böyle yapmamız gerektiğine inandığımız için ‘hayır’ diyebilsek, olmaya geldiğimiz kişiyi gerçekleştirmeye başlayacağız.
Ve inanın, bizim buradaki asıl varlık sebebimiz endişe ve korkularımızı aşıp kendimizi gerçekleştirmek, başkalarını memnun etmek değil.
Herkes kendi yolculuğundan sorumlu. Kendi yolculuğumuzu layıkıyla yerine getirelim ki, etrafımızdakilerin mutluluğuna da destek olma noktasına gelebilelim.
Sözün özü, herkesi memnun etmeye çalışarak kendinize ihanet etmeyin!
Sevgiyle kalın.
yazılarınızı severek ilgiyle okuyorum.