Hepimizin şu hayatta henüz gerçekleşmemiş istekleri var. Bazıları o kadar yakın ki, sanki elimizi uzatsak bizim oluverecek gibi. Yine de bir türlü varmaz elimiz. ‘Cesaret edemedim’ deriz, ‘göze alamadım’ deriz ve dolanır dururuz istediğimiz şeyin etrafında; aynı sevdiği kişiye bir türlü açılamayan bir aşık gibi.
Yapılacak şey belli ve basittir aslında. Hatta ne yapacağımızı biliriz de, bir türlü atılması gereken o adımı atamayız. Erteler durur ve bin türlü bahaneler uydururuz. Peki ama niye? Madem bu kadar basit aslında, neden atılmaz o ilk adım? Neden değişimden bu kadar kaçarız?
Çünkü zihnimizde, isteklerimiz için ödememiz gereken bir bedel olduğuna dair bir inanç var. Ve eğer işler arzu ettiğimiz gibi yürümezse şartlar iyice ağırlaşıyor.
“Mutlu olmadığım ilişkimi bitirmek istiyorum ama bu durumda çoğu şeyi tek başıma yapmam gerekecek”
“Yeni bir işe başlamak istiyorum ama bunun için çok çalışmam gerek ya aileme zaman ayıramazsam?”
“İstemediğim şeylere hayır diyebilmek istiyorum ama ya o zaman insanlar beni sevmezse?”
“Kilo vermek istiyorum ama bunun için keyif aldığım şeyleri yemeyi bırakmam gerek”
“Para biriktirmek istiyorum ama bunun için o beğendiğim kazağı almamalıyım”
Bütün bu düşünceler kafamızda dolaşır durur. Ödememiz gerektiğini düşündüğümüz bedeller gözümüzü korkutur ve bizi isteğimizle ilgili adım atmaktan alıkoyar.
Bir gün, içinde bulunduğumuz o durum o kadar dayanılmaz bir hal alır ki, canımıza tak eder ve “Yetti be” deriz, “Ne olacaksa olsun artık, her şeyi göze alıyorum”. Atılması gerektiğine inandığımız adımı atıveririz, içimizde özgürlük hissi ve bir miktar korkuyla birlikte.
Birden her şey daha rahat ve kolay akmaya başlar. Zaman zaman biraz zorlaşır hayat ama yine de eskisine göre çok daha güzeldir her şey.
Ve o noktada şunu fark ederiz; ASLINDA ÖDENMESİ GEREKEN BİR BEDEL YOKMUŞ.
Bunlar sadece zihnimizde yarattığımız düşünceler, kendi yazdığımız bir senaryo, bir kurgu. Ödememiz gerektiğine inandığımız bedeli göze aldığımız zaman, ışığı açtığımızda kaybolan hayaletler gibi hepsi bir bir ortadan kaybolur.
Belki her şeyi tek başımıza halletmek sandığımız kadar zor değil, hatta keyifli. Ya da o çok beğendiğimiz kazağı almak yerine para biriktirmek kendimizi daha güçlü hissetmemizi sağlayacak, kim bilir?
Hayatta her şey her zaman daha iyiye gider, yeter ki korktuğumuz şeyleri göze almaya cesaretimiz olsun.
Peki siz değişim için kendi zihninizde kurguladığınız bedeli ödemeye hazır mısınız? Dönüşüm hazır olduğunuzda başlıyor çünkü…
