Dünyaya gözlerimizi açtığımız andan itibaren çevremizle ilişki kuruyoruz. İnsan olmanın hamurunda başkalarıyla sürekli bir iletişim halinde olmak var. Hayatla ve kendimizle ilgili ilk kararlarımızı aile üyelerimizle kurduğumuz ilişkileri baz alarak veriyoruz. Ve o yüzden de kaç yaşına gelirsek gelelim aile ilişkilerinin bizim için çok derin etkileri var. Ve onlarla ilişkimizi daha huzurlu bir alana taşıdığımız zaman hayatımızda huzuru tesis etmek çok daha kolay bir hal alıyor.
Danışanlarımla hangi konu üzerine çalışmaya başlarsak başlayalım seansların bir yerinde konu ilişkilere geliyor çoğu zaman. Bu bazen anne-baba, bazen eş/sevgili, bazen çocuklar, bazen de iş arkadaşları.
Ya incir çekirdeğini doldurmayacak sebepler yüzünden tartışılıyor, ya içten içe sinirlenip hiçbir şey yokmuş gibi davranılıyor ya da mecburiyetler almış başını gidiyor. En büyük sıkıntı da bizim için önem arz eden kişilerle yaşanıyor. Sonuçta iş arkadaşlarımızla bir sorunumuz olsa en kötü ihtimal işimizi değiştiririz ama yaşamımızdaki önemli kişiler için bunu söylemek mümkün olmuyor. Atsan atılmıyor, satsan satılmıyor durumu.
İşin gerçeği, kimse atmak da satmak da istemiyor. Sadece ‘Karşı taraf yaptığı yanlışı düzeltmeli ki, bizim de ilişkimiz güzelleşsin’ diye düşünüyor. Karşı tarafın değişmesini bekleyerek onu ciddi şekilde eleştirdiğinin ve diğer tarafın da istemeden savunmaya geçtiğinin farkında bile olmuyor.
Her ilişki bir döngüyle ilerler. İlişkinin kahramanlarından birisi bir yorum yapar, diğerinin içinde bir şeyler tetiklenir ve o da bir yorum getirir. Sonra öbürü o sözün üzerine başka bir şey daha söyler ve aslında kimse gerçek anlamda diğerini dinlemeden her cümleyi kendince yorumlar. Sinirler gerilir, hiçbir şey olmamış gibi davranılır ve konu kapatılmaya çalışılır. Taa ki, bir sonraki tartışma anı kendini gösterene kadar.
Buradaki sorun, bu döngüyü karşı tarafın kırmasını beklemek. Halbuki bu üzerine yatırım yapılacak bir alan değil. Bir insan kendini değiştirmek isterken bile bunda çok zorlanırken, kendini değiştirmek istemeyen bir kişinin her zamankinden farklı davranmasını beklemek ne kadar gerçekçi olabilir ki?
İlişkinizi daha iyi bir alana taşımak istiyorsanız, SİZ KENDİ düşünceleriniz üzerinde çalışmalısınız. Çünkü değiştirme imkanınızın olduğu tek alan bu. Yaşanan kısırdöngüyü sizin kırmanız gerekiyor, diğerinden bekleyemezsiniz. Yani beklersiniz tabi ama gerçekleşir mi, hiç sanmıyorum.
Benim önerim, üzerinde çalışmak istediğiniz ilişkinin kahramanı ile ilgili düşüncelerinizi kağıda dökmeniz. Ben yazarak çalışmayı çok severim, düşünceler net bir hal alırlar.
Sizce hangi konularda hatalı ve neleri değiştirmeli? Yazabileceğiniz kadar çok madde yazın. Sonra şöyle bir geri çekilip okuyun. İşte bu maddeler, sizin üzerinde değiştirmek için çalışacağınız düşünceler. Bunları yüzeye çıkarmak bile ciddi bir farkındalık yaratacaktır.
Hiç beklemeyin karşı tarafın değişmesini. Önce siz o kişi hakkındaki düşüncenizi değiştirin. Bütün kalıcı değişimler içeriden başlar.
Hepinize kendi gücünüzün farkında olduğunuz bir hafta diliyorum.
Koçluk çalışmaları ile ilgili bilgi almak için info@ozge.biz.tr adresine mail atabilir, #hayatböylegüzel paylaşımları için @cuhadarogluozge Instagram hesabımı takip edebilirsiniz.
Sevgiyle kalın